Dr. Gürkan ODABAŞIOĞLU

Otizm ve Yaygın Gelişimsel Bozukluklar

Otizm başlıca sosyal beceri, dil ve davranışları etkileyen 3 temel alanda sorunların olduğu nörogelişimsel bir bozukluktur. Kategorisel olarak yaygın gelişimsel bozukluklar başlığı altında diğer bazı bozukluklarla beraber yer alan bir spektrum rahatsızlığıdır. Yani çok ağır belirtilerle giden formlarının yanında, çok hafif düzeyde, sadece profesyonellerin fark edebileceği düzeyde bir iletişim problemi ile ortaya çıkan bir şekilde de bulunabilir. Otizm, toplumsal ilişkide ve bu ilişkinin karşılıklığında, sözel veya sözel olmayan ilişkide ve oyun etkinliğinde bozulmaların olduğu, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışların bulunduğu bir normalden sapma olarak da tanımlanabilir.

Otizmin tipik özelliklerinden biri olarak çocukların büyük bölümünde konuşma hiç başlamamış veya gecikmiştir. Üçte birlik bir grup hiç kelime kullanmadan kalabilir, veya kullanılan kelimeler iletişim amaçlı kullanılmayıp, basit tekrarlar halinde, anlamdan ve içerikten yoksun olarak kullanılabilir. Kalıp halinde duygusuz bir anlatımları olabilir. Sosyal ilişkide ki işaretleri anlama güçlüğü çeken bu çocuklar genelde göz teması kurmaz, jest-mimik ifadeleri kullanmaz ve karşısındaki insan yokmuş gibi davranabilirler. Bazı yetenekleri çok gelişmiş olsada çok basit şeyleri anlamayabilirler. Sınırlı ilgi alanları vardır ve bağlı oldukları rutinlerin dışına çıkmaya çok tepkili olabilirler.

Otizmin görülme sıklığı onbinde 4 oranındadır ve artış göstermektedir. Geçmişe göre daha sık otistik çocuk görmemizin en büyük nedeni ailelerdeki bilinçlenmedir. Bir diğer nokta ise artık günümüzde insan ilişki ve etkileşimlerindeki azalmaya bağlı olarak otizmin neredeyse normal bir durum olarak karşımıza çıkabiliyor olmasıdır. Sosyal etkileşimin giderek azaldığı bölgelerde bir iletişim problemi olan otizmin artıyor görunmesi kaçınılmazdır. Bir diğer nokta ise otizmin bir spektrum bozukluğu olması nedeniyle herkeste bazı otistik yönler bulunabileceği olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında sıklık onbinde 58lere kadar cıkmaktadır.

Otizmin Çeşitli Yaş Dönemlerine Ait Belirtileri

Otizm yaş küçüldükçe tanısı zorlaşan bir bozukluktur. Ama çok spesifik olmasa da küçük yaşta da aileleri uyarabilecek bazı bulgular vardır. Özellikle daha önceleri 3-4 yaşlarında daha sık olarak yakaladığımız bir bozukluk iken artık otizm teşhis yaşımız daha küçük yaşlarda da olabilmektedir.

Otistik çocukları tanımlamak için kullanılan birçok davranış özelliklerinin tamamı aynı çocukta görülmeyebilir ve aynı çocukta görülen belirtiler zamanla değişime uğrayabilir. Güvenilir bir tanı için özellikle küçük çocukta acele etmemek, çocuğu farklı ortamlarda ve belirli aralıklarla tekrar değerlendirmek gerekmektedir. Mümkünse farklı klinisyenlerin de çocuğu değerlendirmesi önemlidir. Çeşitli yaş dönemlerine ait otizm özelliklerini sıralayacak olursak,

0-2 yaş dönemi: Otistik bebekler çok huzursuz, sürekli ağlayan ve sakinleştirmesi çok zor olan, uyku problemi çeken bebekler olabileceği gibi çok sakin, sessiz, uslu, ailelerini çok memnun edecek bebekler de olabilirler. Çok fazla göz teması kurmazlar, gülündüğünde konuşulduğunda genelde tepkisizdirler. Kendi ismi soylenildiğinde dönüp bakmayan çocuklar, sıklıkla aileleri tarafından duymadığı düşüncesi ile bir kulak-burun-boğaz hekimine götürülürler. Normal gelişen bir çocuk, yetişkin konuşmaya başladığında yüzünü ona döner ve incelemeye başlar, bu şekilde de kendi davranışlarının sonucunu ve ne hissetmesi gerektiğine bakar. Otistik bebekler bunu yapamazlar. Kucağa alınmak istendiğinde kollarını kaldırmazlar, kucakta da gevşek bir şekilde durabilirler, biraz hipotonik bebekler olabilirler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu bebekler adları söylendiğinde dönüp bakmazlar, annenin işaret ettiği cisimlere bakmazlar, yani ortak bir dikkatlerı yoktur. İlgilendikleri cisimleri yetişkinlerede göstermek için çaba göstermezler.

Otistik bebeklerin uyaranlara cevapları çok değiskendir. Mesela insan sesine hiç ilgi göstermezken çalan bir telefon veya başlayan bir reklam müziği çok ilgilerini çekebilir. Acıya karşı değişken bir duyarlılıkları olabilir, bazı otistik çocuklar canlarını gerçekten yakacak bir durumda bile hiç ağlamayabilirler. Yürüme döneminde parmak uçlarında yürüme sık görülebilir. Bu dönemde yemek ile de ilgili sıkıntılar vardır; katı cisimleri yutma güçlüğü çekebilirler ve alıştığı bir besin dışında yeni yiyeceklere reaksiyon gösterirler. Taklit yeteneklerı gelişmemiştir ve taklide dayalı oyunları oynamakta güçlük çekerler. Bu çocuklar elleri ile aşırı ilgili olabilir, elini gözüne yakın tutup hareket ettirme gibi tutuma girebilirler.

2-6 yaş dönemi: Bu dönem çocuklar açısından konuşmanın geliştiği, karmaşıklaştığı, iletişim amacıyla yoğun bir şekilde kullanıldığı bir dönemdir. 3 yaşındaki bir çocuk 200-300 kelimeyi bilir, 3 kelimelik cümleler kullanabilir, isteklerini iletir, soru sorar, başkaları ile fikirlerini paylaşır. Otistik bir çocuk bunları yapamaz. Konuşmaya başlasa bile konuşmasını iletişim amaçlı kullanmaz, aynı kelime ve şarkıyı tekrar edebilir veya ekolali denilen karşısındakinin konuşmasını tekrar edici bir konuşma tarzı olabilir. Konuşma gecikmesi olan ve genel anlamda bir iletişim problemi çekmeyen çocuk, otistiklerden farklı olarak sözsüz iletişim kanallarını iyi kullanır. Mesela jest, mimik kullanır, parmağıyla işaret eder fakat otistik çocuklar genelde işaret etmek yerine yetişkini tutup istediği şeylere götürmeyi tercih ederler. Bu çocuklar genellikle kendi halinde oynarlar, karsılıklı oyun etkileşimine gecmezler. Ailelerin onlara aldıkları oyuncaklar ilgilerini çekmez, mutfak eşyalarına çok ilgi gösterebilirler. Özellikle mutfak esyaları ile ses çıkartma tarzında oyunlar oynarlar. Elektronik eşya düşkünlüğü, dönen şeylere ilgi, parlak cisimlere ilgi görülebilir. Sıklıkla stereotipi denilen sallanma, kendi etrafında dönme, kanat çırpma tarzında hareketleri olabilir.

Otistik çocukların yaklaşık yarısında konuşma anlamlı bir etkileşim aracı olarak gelişmez. Konuşması kısmen gelişmiş olanlarda dilin yapısal ve anlamsal kurallarına uygun konuşamazlar. Öğrendikleri kelimeleri çok çabuk unutabildikleri gibi bazen de daha önce hiç duymadıkları karmaşık bir kelimeyi şaşırtıcı bir şekilde söyleyebilirler. Ses tonları duygudan yoksun, bilgiç bir tavırla konuşabilirler. Özellikle birinci tekil şahıs kullanımında sıkıntıları olur, kendilerinden ikinci tekil şahıs gibi bahsederler. Bazı çocuklarda reklam panolarından gördükleri şeyleri kendiliğinden okuyabilirler ve bazen de bu yeteneklerini geliştirip çok küçük yaşta okuma yazma öğrenebilirler fakat ezbere okudukları için okuduklarını anlamazlar, konuyla ilgili bir soru sorulduğunda cevaplayamazlar. Otistik çocuklarda sadece konuşma değil anlama da kıstlıdır. Ailelerin söylediği en basit talimatları dahi anlayamayabilirler.

Okul dönemi: Bu yaşlarda kazanılan bazı becerilerin artık yerleştiği fakat henüz kazanılmamış becerilerin ise giderek daha zor kazanıldığını görürüz. Kısıtlı bir anlama becerisi ve kısa süreli bir dikkat süresi olan otistik çocukların okuldada birçok sıkıntısı olabilir. Konuşmayı iletişim aracı olarak kısmen kullanabilselerde somut düşünce yapıları nedeniyle, mecaz, deyim, esprileri anlamaları gerçekten zor olabilir. Bu yüzden okulda sıklıkla arkadaşlarını yanlış anlarlar, onların güldükleri şeylere gülemezler veya otistik çocukların yaptığı esprilere diğer çocuklar gülmezler. Bir cismin iki kelime ile ifade edilmesini anlamakta güçlük çekerler, eşanlamlı cisimleri sık karıştırırlar. Bu dönemde kendi farklılığını anlayan otistik çocuklar açısından depresyon dikkat edilmesi gereken bir psikiyatrik durumdur.

Otizmde Genel Tedavi Yöntemleri

Otizmin belirlenmiş kesin bir tedavisi yoktur. Başlıca kullanılan tedavileri şu başlıklar altında toplayabiliriz:

  • Medikal tedavi
  • Davranışçı tedavi yaklaşımları, teach ve lovaas yöntemleri
  • Psikoterapi
  • Vitamin uygulamaları ve diet tedavisi
  • Duyu entegrasyonu terapisi, işitsel terapiler, kolaylaştırılmış iletişim

Eğer sizde çocuğunuzda otizm olabileceğinden şüpheleniyorsanız, erken tanı ve tedavisi için zaman geçirmeden bir çocuk psikiyatristine danışmanızı öneririz.

Dr. Gürkan Odabaşıoğlu

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi