Madde Kullanan Ergenleri Anlamanın ve Onlarla İletişime Geçmenin Yolları
Bir ergenin madde kullanıp kullanmadığını en kesin olarak yapılan idrar ve kan testleri gösterir. Ancak ergendeki fiziksel ,duygusal ve sosyal bir takım işaretler de çeşitli ipuçları olabilir. İştahsızlık, kilo kaybı, uykusuzluk, kızarmış ve sulanmış gözler, bulantı-kusma, ishal, aşırı terleme, üzerinde alışılmadık koku ve giysilerde yanıklar, giyim tarzında belirgin değişiklikler çeşitli fiziksel belirtiler olabilir. Duygusal olarak ise; kişilik değişikliği, ani ve sık ruh hali değişiklikleri, içe kapanma, aile ile olan iletişimin neredeyse hiç olmaması, yargılamada azalma, depresyon, genel bir ilgi kaybı tehlike işaretleri olabilir. Bunun dışında değiştirilen arkadaş çevresi, arkadaşlarını saklama eğilimi de önemli işaretler olabilir.
Madde kullanan ergenler okul ve ailede de bazı sıkıntılar çekerler. Zaman zaman okuldaki problemlerin daha önce fark edilmesi ile öğrenci ile iyi bir iletişimden sonra aileler uyarılır ve hastalar tedaviye ikna edilebilir. Okulda derslerin düşmesi, ilgisizlik, sık sık yok yazılma, okuldan kaçma, disiplin problemleri, arkadaş grubunun değişmesi uyarıcı bazı belirtiler iken evde ise sık sık tartışmaya girme, evden kaçma davranışı, kurallara uyulmaması önemli belirtiler arasında sayılabilir. Yukarıda sıralanan birçok belirti daha farklı psikiyatrik durumlarda da görülebileceği için uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımına özgün değildir.
MADDE KULLANAN ERGENLERE AILELERIN YAKLAŞIMI
Birçok aile çocuklarının madde kullandığı gerçeği ile yüzleşmek istemez. Genellikle bazı şüpheleri olsa bile bunu çocuklarına konduramazlar. Bu yüzden çocuklarının madde kullanmaya başladığı süre ile ailenin bunu anlaması arasında uzun süreler geçebilir.
Unutulmaması gereken önemli bir nokta, madde kullanımının birçok birikmiş problemin sonucu olduğudur. Sadece madde kullanılıp, kullanılmadığına odaklanıldığında buzdağının altında kalan kısım görülmez ve fayda sağlanmaz. Aileler çocuklarının hayatlarının nasıl gittiği hakkında fikir sahibi olmalıdırlar. Mutlu mu, derdi var mı, arkadaşlarıyla nasıl, okulla problem yaşıyor mu vs.. Bu gözlemleri de kanıt toplayan dedektif gibi yapmamalıdırlar.
Eğer yoğun şüpheleri bulunuyorsa ve bu şüphelerin gerçekçi destekçileri var ise ilk yapmaları gereken şey sakin bir zamanda asla yargılamadan veya şiddetli tepki göstermeden çocuklarıyla bunu paylaşmalarıdır. Çocuktan izinsiz olarak alınabilecek saç veya idrar örnekleri, çocuğun ailesine olan güvenini tamamen yitirmesine neden olabilir ve bu durumda tedavideki en önemli aşamada, daha sonra aşılması güç problemler çıkabilir. Önemli olan ailenin şüphelerini gidermek için veya eğer kullanım var ise tedavi için ergenin kendisinin karar vermesidir.
Ülkemizde henüz ergenler arasında madde kullanımı A.B.D ve batı ülkelerindeki kadar yaygın bir problem olmadığı için bu alanda atılacak adımlar oldukça önemlidir. Madde kullanımındaki savaşta, tıbbi tedavinin yanında gerekli olan sosyal destek sistemlerinin de harekete geçirilmesi önemlidir. Toplumun ve ailelerin bilinçlendirilmesi ve eğitimi, okullarda uyuşturucularla ilgili eğitim seminerlerinin yaygınlaşması, medyada bu konuyla ilgili olarak duyarlılığın artması, uyuşturucu kullananları etiketlemeden topluma entegre edilebilmesi için atılacak adımlar uyuşturucuyu önlemede kullanılabilecek belli başlı yöntemlerdendir.
Ruhsal olarak sağlıklı, üretken, kendiyle barışık, kendine güvenen çocuklar yetiştirebilmek için en büyük görev aile ve eğitimcilere düşmektedir.
Dr. Gürkan ODABAŞIOĞLU
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi